Askeri Müze'yi Birlikte Gezelim!

Merhaba! Bugün sizlere 2015’in aralık ayında yaptığım geziden sesleniyorum. Bu gezi dört bölümden oluşuyor.

İlk olarak İstanbul’un Harbiye semtindeki Askeri Müze’ye gittik. Bu yazıda sadece Askeri Müze’den bahsedeceğim. Haydi başlayalım!

Osmanlı Devleti'ne subay yetiştirmek amacıyla kurulan ve 1862'de inşa edilen bu bina, II. Abdülhamid tarafından yaptırılmış. 1936'ya kadar okul, 1964'e kadar Kolordu Karargâhı olarak kullanılmış. Asıl binanın 1964'te müze olarak kullanılmasına karar verilmiş ve 1966'da Mimar Prof. Dr. Nezih Eldem tarafından restorasyonuna başlanmış, 1991'de bitmiş.

Dikkatimi çeken ilk şey elbette alanın büyüklüğü! 54.000 m2lik bir alan üzerinde kurulu 18.600m2lik binasıyla büyüleyiciydi! Hayal etmesi gerçekten zor, labirent gibi bir yapılar bütünü.

Kocaman bahçesinden çıkarak büyük merdivenlerini geride bıraktığımızda rehberimizle birlikte tur başlıyor!



Girişin hemen sağında, camla kaplı devasa şeyin içinde birkaç silah, zırh ve rozetler var.







Biraz ilerlediğimizde, bu büyük askeri müzenin özenle yapılmış maketini görüyoruz. Gerçekten çok ince çalışılmış. En ince detaya kadar. Yapana, yapanlara helal valla! :D








Bu gördüğünüz büyük panoda Türklerin soy ağacı, Mustafa Kemal’in sözleri ve İngilizceye çevrilmiş hâli var.








Bu da Osmanlı İmparatorluğunun haritası.


Bu zincir benim çok ilgimi çekti. İstanbul’un fethinde bu devasa zincir Haliç’e gerilmiş. :o










Savaşların “panorama” adı verilen bu maketleri var. Oldukça güzel çalışılmış.









Şu devasa davullara bir bakın. Sanırım savaş öncesi çalınıyormuş...




Silahlar işte...






Bu zırhlar bizimkilere pek benzemiyor, değil mi? Doğru, zaten bizim değil. Savaştığımız yabancılara ait. Hıh, bizimkiler daha asil bi’ kere! ;)








Bu da bir at zırhı. Doğru ya, atların da zırhı olmalı. :)






Yine çok ilgimi çeken şeylerden bir tanesi; bu zırhlar. Bunlar öyle sıradan zırhlar değil. Hepsi ayrı hayvanların derilerinden yapılmış. Soldan sağa doğru sırasıyla; fil derisi, kaplumbağa derisi ve en sağdaki de timsah derisi! :o
Bunlar da Mustafa Kemal’in okuduğu sınıftan birkaç kare…













Şu gördüğünüz canavar, sekiz namlulu bir silah! :o (O camdan gözüken el benim değil. Bizimle aynı grupta, fotoğraf çeken birinin eli.)






Şu tüfeğe bakııııııııın! Ne kadar büyük!!!!! :o









Ve deminkinin yanında birer hiç olan bu minik silahlar. :)








Şimdi gördüğünüz, kadraja bile sığmayan arkadaş için bir saygı duruşu! :o :o :o Aşırı büyük, devasa bir tüfek! Müzede ve hayatımda gördüğüm en büyük canavar şüphesiz buydu!

Bir dakika, en büyük canavar bu da olabilir… :D Yani deminkine “en büyük canavar” değil de, “en büyük tüfek” desem daha iyi olurdu. Bunu da kadraja ucundan sığdırmışım. Dikkat ederseniz üzerinde minik yuvarlaklar, çıkıntılar var. İşte onlar raptiye! İnsanlar çakmış üzerine. Yanlış bilgi vermek istemiyorum, ama bu raptiyeleri birtakım gençler sokakta satıp silah mı almış ne… öyle bi’ hikayesi vardı, ama ne yazık ki hatırlamıyorum. Not almam imkansızdı, çünkü rehberimiz çok hızlı geçiyordu ve arkada kalmamızdan hiç hoşlanmıyordu. Her şeyi de aklımda tutamadım. :/


Oklar… Ve Alman tipi bir at eğeri var buradaaa!








                                      
İşte bu da kurşuna doymuş eski bir araba…




Eveeet, yazıyı yazarken en çok bahsetmeyi istediğim ve geziden sonra en iyi aklımda kalan kısma geçtik. :D Bu gördüğünüz şey sizce ne? Duyunca (pardon, okuyunca :D) inanamayacaksınız! Yüz yaşında bir ekmeeeeeek!!! 







Hemen yanındaki bu hayırsız da, Ruslardan kalmış teneke kutu işte… :D






Şimdi gördükleriniz sıradan mobilyalar değil. Dikkatle inceleyin bakalım... Yaparken neler kullanılmış? Biraz daha incele, yakından da çekmişim bak!















Evet evet, ne ilginç değil mi? Ayak kısımları silahlardan oluşuyor. Bir düşünsenize; oturuyorsunuz, sonra birisi silahı çalıştırıyor. Sonraaa, fiyuuuuuuuuu! Tahtalı köye uçuş! :D Hahahaha. Yani gittiğiniz evlerde, sandalyelere oturmadan önce ayak kısmının silahlardan olup olmadığına iyi bakın, bir komplo sizi bekliyor olabilir! :D


Son kısım! Bu gördüğünüz yer, Mustafa Kemal’e özel olarak yapılmış…

Ben Askeri Müze'yi sevdim. Gezilmesi gereken bir yer. Ama o kadar büyük ki her bir köşesini gezmek mümkün değil. :/

Umarım yazımı sonuna kadar, sabırla ve neşeyle okumuşsunuzdur. Eğlenip yeni şeyler öğrenebildiyseniz ne mutlu bana! Belki de size gezilebilecek yeni bir yer öğretmişimdir. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim! Sevgiyle kalın! Hoşça kalııııın! :)

TUKUTUKUM’u diğer sosyal medya hesaplarından ve sayfanın yan tarafında bulunan “Tukutukum’u e-posta yoluyla takip et!” kısmından takip etmeyi unutmayın!

Instagram: @tukutukummm
Twitter: @tukutukum
Snapchat: tukutukum
E-posta: tukutukum@gmail.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar